Kurdeşen tedavisi için hastanın dinlenmesi ve buna neden olabilecek etkenlerin tespit edilmesi gerekir. Altta yatan sebep tedavi edilmedikçe ya da buna neden olan şey durdurulmadıkça belirtiler yok olmayacaktır. Kurdeşen tıp diliyle ürtiker, akut ya da kronik halde gelişme gösterebilir. Döküntülerin cilt altına kadar inmesi durumuna ise anjioödem adı verilir.
Akut kurdeşen tedavisi nasıl yapılır?
Akut olanlarda buna sebep olan etken tespit edilirse, tedavi oldukça kolaydır. Nedene yönelik yapılacak tedaviyle, döküntülerin önüne geçilebilir. Kurdeşeni tetikleyebilecek olan hava sıcaklığı, sıcak banyo, aspirin kullanımı ve alkol alımı kesilirse faydası olacaktır. İlk aşamada sedatif olmayan antihistaminik ilaçların kullanılması, belirtileri ortadan kaldırmaya yeterli olacaktır. Döküntüler ilk 24-48 saatte baskılandığında, tedaviye 3 hafta devam edilmelidir. Alınan ilaçla baskılanamayan döküntüler için, farklı gruptaki Antihistaminikler tercih edilmelidir.
Kronik kurdeşen tedavisi yapılır?
6 hafta veya daha uzun süreli olarak belirtilerin devam etmesi durumunda rahatsızlığın kronik olduğu düşünülmelidir. Burada da altta yatan neden tespit edilmelidir. Son yıllarda yapılan araştırmalar bu rahatsızlığın meydana gelmesindeki en büyük etkenin bağışıklık sistemi olduğunu tespit etmiştir. Bu nedenle bağışıklık sistemine yönelik tedavi uygulanmaktadır. Bağışıklık sisteminin dengeli olarak baskılanması ile kurdeşen tedavi edilebilmektedir.
Bağışıklık sistemi baskılamak oldukça zordur. Bunun için bazı tedavi şekilleri geliştirilmiştir. Antihistaminik ilaçlarla birlikte kullanılarak, tedavinin başarılı olmasını sağlayacak olan bu yöntemler hastalara umut ışığı olmuştur. Bu yöntemler arasında sayabileceklerimiz;
Plazmaferez (Kanın sıvı bölümünün değiştirilmesi): Özel bir cihazla kanın alınarak, sıvı bölümünün yani plazmanın alınması, hücrelere dokunulmadan, plazma yerine başka takviyeler konulmasıyla işlem gerçekleştirilir. Böylece kişinin kendi antikorları temizlenmiş olur. 2 ay arayla yapılan işlemlerle hastalarda iyileşme görülmektedir.
Siklosporin: İlaçların hastalarda ciddi yan etkiler yapması durumunda bu yöntem faydalı olmaktadır. Bu yöntem bağışıklık sistemindeki T lenfositlerini baskılamaktadır. Bunu lenfositlerin içindeki mesajcı proteinlerin üretimini baskılayarak gerçekleştirmektedir. Hastalarda yan etkileri olabileceğinden ilacın kullanımı sırasında kontrol mekanizmasını doğru yapmak gerekir. Hipertansiyon, böbrek yetmezliği, kanda üre görülmesi problemleri yaşanabilir.
Hidorksiklorokin ve Doksepin: bu ilaçlardan özellikle Hidorksiklorokin antihistaminiklerle kombine edilerek kullanıldığında tedavide olumlu sonuçlar alınmaktadır. Doksepin ise hastanın stres açısından rahatlamasını sağlayacak psikiyatrik bir ilaçtır. Tedavide diğer ilaçlarla birlikte kullanılması faydalı olmaktadır.
